Herkes ister yüreğinin götürdüğü yere gitmek..
Kimi buna cesaret eder, kimi para biriktirir, kimi miras
parasını harcar, kimi balıklama dalar, kimi de uzaktan bakar..
Yapabilirim, edebilirim diye söylediğim çoğu şeyi yaptım ve
ardımda bıraktım. Yapacağımlar kaldı benimle.. hep erteliyoruz, her şeyi. Sonuçlarına
katlanmak zor geldiği için çoğu zaman, ya da nasılsa olur diyerek rafa
kaldırıyoruz sonsuzlukta unutulacağını fark etmeden..
Aslında hepimiz bir şeyler
istiyor ve yapmaya çabalıyoruz. Kimimiz yazıyor, kimimiz gidiyor, kimimiz geliyor ya da boşveriyor. tüm bunların yanında önemli olan nefes alabilmek ve gerçekten huzurlu olabilmek.
Kimin, neyin nerede
olduğunun önemsiz olduğunu anca kayıplar yaşayınca anlıyoruz. Ölümler olduğunda
birkaç saatliğine hayatımızı değiştireceğimizi söylüyoruz fakat gün bitiminde
yine aynı hengameye dönüyoruz. Doğumlar olduğunda neden bir adım ileriye
gidemiyoruz. Yeni başlangıçların farkına varmak için bundan başka mucize
olabilir mi? Havasız, kendi kadar bir suyun içinde 9 ayda oluşan bir canlı,
dünyaya geliyor ve mücadeleye katılıyor. Başlıyor en savunmasız haliyle.. Konuşamıyor,
yiyemiyor, derdini anlamıyor ve anlatamıyor, sıkılamıyor, eğlenemiyor, göremiyor,
anlayamıyor.. tamamen en saçma ve bilgisiz haliyle, birisinin desteğini alarak
devam ediyor yoluna. Destekçisi olduğu zaman insan bir şeyleri
başarabileceğinin en güzel örneği bu bence.
Bir şeyler yapmak için kim neyi bekliyor bilmiyorum. Ben neyi
bekliyorum, hele onu hiç bilmiyorum. Gökten elma düşse kafama, nasıl yol
alacağımı anlayamayacak haldeyim. Bu da beni buldu diye hayıflanacağımdan
eminim. Ama gerçekten onca açıklık alanda nasıl bana geldi de düştü bu elma..
Biz ki toplum olarak üzerimize sıçan kuşa minnettar kalıp
şanslı olduğumuza inanırız. Yemez içmez, koşar şansımızı deneyeceğimiz biletler
alırız ve bekleriz. Elmanın da bize düşüyor oluşunu anlayamayacak olmamız işte bu yüzden kötü.. yani aslında olayı biliyoruz ama uygulayamıyoruz. düşüncelerimizin köreldiğini anlayıp, ayağımızla kenara ittiriyoruz ve yürümeye devam ediyoruz.
Yani şarkıda da dediği gibi; “Uzun bir seferdeyiz, gücümüz
yetene kadar..”