Hepimize Not

by - Ağustos 03, 2017

         Herkes ister yüreğinin götürdüğü yere gitmek..
Kimi buna cesaret eder, kimi para biriktirir, kimi miras parasını harcar, kimi balıklama dalar, kimi de uzaktan bakar..

Yapabilirim, edebilirim diye söylediğim çoğu şeyi yaptım ve ardımda bıraktım. Yapacağımlar kaldı benimle.. hep erteliyoruz, her şeyi. Sonuçlarına katlanmak zor geldiği için çoğu zaman, ya da nasılsa olur diyerek rafa kaldırıyoruz sonsuzlukta unutulacağını fark etmeden.. 

        Aslında hepimiz bir şeyler istiyor ve yapmaya çabalıyoruz. Kimimiz yazıyor, kimimiz gidiyor, kimimiz geliyor ya da boşveriyor. tüm bunların yanında önemli olan nefes alabilmek ve gerçekten huzurlu olabilmek. 

Kimin, neyin nerede olduğunun önemsiz olduğunu anca kayıplar yaşayınca anlıyoruz. Ölümler olduğunda birkaç saatliğine hayatımızı değiştireceğimizi söylüyoruz fakat gün bitiminde yine aynı hengameye dönüyoruz. Doğumlar olduğunda neden bir adım ileriye gidemiyoruz. Yeni başlangıçların farkına varmak için bundan başka mucize olabilir mi? Havasız, kendi kadar bir suyun içinde 9 ayda oluşan bir canlı, dünyaya geliyor ve mücadeleye katılıyor. Başlıyor en savunmasız haliyle.. Konuşamıyor, yiyemiyor, derdini anlamıyor ve anlatamıyor, sıkılamıyor, eğlenemiyor, göremiyor, anlayamıyor.. tamamen en saçma ve bilgisiz haliyle, birisinin desteğini alarak devam ediyor yoluna. Destekçisi olduğu zaman insan bir şeyleri başarabileceğinin en güzel örneği bu bence.

         Bir şeyler yapmak için kim neyi bekliyor bilmiyorum. Ben neyi bekliyorum, hele onu hiç bilmiyorum. Gökten elma düşse kafama, nasıl yol alacağımı anlayamayacak haldeyim. Bu da beni buldu diye hayıflanacağımdan eminim. Ama gerçekten onca açıklık alanda nasıl bana geldi de düştü bu elma..

Biz ki toplum olarak üzerimize sıçan kuşa minnettar kalıp şanslı olduğumuza inanırız. Yemez içmez, koşar şansımızı deneyeceğimiz biletler alırız ve bekleriz. Elmanın da bize düşüyor oluşunu anlayamayacak olmamız işte bu yüzden kötü.. yani aslında olayı biliyoruz ama uygulayamıyoruz. düşüncelerimizin köreldiğini anlayıp, ayağımızla kenara ittiriyoruz ve yürümeye devam ediyoruz.


       Yani şarkıda da dediği gibi; “Uzun bir seferdeyiz, gücümüz yetene kadar..

You May Also Like

0 yorum