GÜZELDİK KÜÇÜKKEN !

by - Ekim 12, 2018


-Bildiğim kadarıyla!- Murathan Mungan’ın yazdığı Yeni Türkü’nin söylediği gibi “Biz büyüdük ve kirlendi dünya!


Klasik bir konu üzerinde kafa yordum bugün.
-          Ya biz küçükken ne güzeldi her şey.. 

      Özellikle 90’ların sonu ve 2000’lere ait çocukluğum dile geliyor bugün. Her şeyin en ağırını yaşadık bence 90’lılar olarak. Her duyguyu iliklerimize kadar hissettik. Ağır sevdik, ağır kızdık, ağır güldük, ağır yedik, ağır gezdik, ağır giyindik..

Ne çok şeyler geliyor aklıma eskiyi düşününce. Öyle çok geriye değil sadece 15 yıl öncesine gitmemiz yeterli bence duygularımızın depreşmesine.

                Mesela’lar başlıyor şimdi birkaç örnekle..

👉          Müstakil ev ve yerleşik mahallede oturmanın nimetlerinden faydalandım hep. Halamlarla birlikte aynı binada 2 dairemiz vardı. 4 kızdık ve delicesine arkadaştık.
Sabah yüzümüzü yıkamadan sokağa çıkar, akşam ezanında arka mahalleden toplardı annemler bizi. Parkta ayakkabılarımızı çıkartmış olurduk (annemler inanılmaz kızardı) bizimkiler görmeden ayakkabılarımızı bulup eve gitmemiz için 10 saniyemiz olurdu. Evde yıkanıp paklanıp yemek sonrası oyuna devam ederdik. Kardeşimle, ailemle, kuzenlerimle hep kalabalık..

Oysa şimdi..  Eve gitmek için çoğumuz 2,5 saat trafik çektikten sonra koltukta sızmış bir şekilde günü sonlandırıyor. Ne arkadaşa vakit var ne aileye. Ne yazık!
  
👉            Bütün esnaf tanıdıktı, susadığımda eve gitmek yerine X amcadan para alabilirdim ya da Y amcanın dükkânında oturup biraz dinlenebilirdim. Farklı farklı amcaların dükkânlarında, yanlarında büyüdük ve hiçbir şekilde ne bir göz ne de el kayması yaşadık. Çok şükür!

Oysa şimdi.. Amcaları bırakın teyzeler bile namusumuza göz dikmiş durumda. Her yaşta kendimizi korumak zorundayız. Ne yazık!
                
👉            Zamanında izlediğimiz Tom ve Jerry, Buggs Bunny, Casper dışında biz de modernleşmiş ve Fox Kids 💞 izlemeye başladık. Tüm replikler ezberlenmişti ve hangi çizgi filmin hangi saatte başlayacağını ezbere bilir, deli gibi beklerdik. Adams Ailesi, 402 no’lu sınıf, Andy’nin Nesi var?, Roboroach, Wunschpunsch, Çılgın Korsan Jack, Tutenstein.. Ay daha bir sürü güzel şey! Her birinin jeneriği aklımda. Önüme koysalar 3 öğün izlerim, izleriz eminim. 

Bilgisayar oyunları bizim zamanımızda da vardı elbet ama çizgi filmler başladığında bilgisayara ara verilirdi. Ve kimse bilgisayar oyunu için kendini ya da başka birini öldürmezdi!

Oysa şimdi.. Oyunu taklit edip asıp kesiyor millet! Dün arkadaşımla da onu konuştuk; Biz de GTA oynadık elbet ama dışarda elalemi taramadık yani!. 

👉       Teknolojinin gelişmesiyle muazzam başarılara ve ileriye gittik o konuyu tabi ki tartışmayacağım ama düşünsenize MSN 💬💬 zamanını..
Evde 1 bilgisayar var –yerinden oynamasına imkan yok- ve kardeşimle aynı odada kalıyoruz. Hafta içi okuldan, dersten öyle çok vakit yok bir şeylere. İşte bu yüzden Cumartesi ve Pazar günleri savaş günleriydi. Gözlerini ilk açan, yataktan ilk fırlayan ve bilgisayarın düğmesine ilk basan şanslıydı. Bilgisayar onundu. Diğeri sırasını beklerdi ve bunun saatler süreceğini bilirdik. Ama asla aklımıza gelmeyen bir şey vardı ki; sabahın kör vaktinde kim uyanacak da MSN’ye girecek ve dedikodu yapacak..? Bu sebeple ilk açan biri gelirse diye bekler, diğeri de ya sıra bana gelirse ya o kalkarsa diye beklerdi 😊 sonra zaten ikimizin de hevesi kaçardı.

Oysa şimdi.. Böyle tatlı telaşlar kalmadı. Her girdiğimiz toplulukta önce yüz yüze sosyalleşip, ardından klavyeden haberleşiyoruz. Whatsapp 💣gruplarıyla gıybetler yapıyor, fallar bakıyor, kutlamalar yapıyoruz. Ya da başkalarının yönlendirmelerini takip edip, cinayetlere, hırsızlıklara falan karışıyoruz abuk sabuk!

Her şey bu kadar kirleniyorken bizde köreliyoruz adım adım aslında. Giden ve gelişen bir şeylere ayak uydurmamız gerektiğini tabi ben de biliyorum ama büyürken küçülmek gibi bir şey bizimkisi. Genişledikçe daraldık. Zihnimiz sığlaştı. Sözlük bakmaya, ansiklopedi karıştırmaya bayılırdım Oysa şimdi aklıma takılan bir şeyi hiç zihnimi yormadan 2 sn içerisinde internetten bakıyorum. Farklı plakalı araba gördüğümde şehirleri saymaya çalışırdım, oysa şimdi “bu nerenin plaka kodu?” diye arıyorum oluveriyor.

"Bu kadar istiyorsun madem sen böyle devam et" diyenleri duyar gibiyim de olmuyor be canım. Eski kalıyorsun, geç kalıyorsun, dışta kalıyorsun..

Ayak uydurmak zorundayız tamam ama git gide bozulan bir çevrede neyi nasıl yapacağımızı bilemiyoruz. Gelişmeden ilerlemeye mi çalışıyoruz yoksa geri geri giderken ileri gittiğimizi mi sanıyoruz bilemiyorum.

 Bildiğim bir şey varsa eskiyi gerçekten çok ama çok özlüyorum! 💚

You May Also Like

0 yorum