'Yeter' Bazen
Artık sandalye döşemesinin her
bir ipliği sırtıma batıyordu. Saatlerdir onun kendi egosunun göklere
tırmanmasına müsaade ediyordum. Defalarca görüşülen, konuşulan, karalaştırılan
ne varsa hepsini tek tek önüme koyuyor ve sorguluyordu. Sorguladığı her bir kelime
için ben de tek tek açıklama ve geçmişe yönelik hatırlatmalar yapıyordum.
Biliyorsun ya, birlikte konuşmuştuk ya, sen demiştin ya, söylemiştim ya.. Ne
desem boş onu da biliyordum fakat diretmenin anlamsızlığının da farkındayım. Ne
dese kabullenmeyecektim tabii ama ağız dalaşına girmek de inanılmaz yorucuydu.
Kelimelerini takip etmeyi bıraktığım o an etrafı izlemeye başladım..
Duvarda
bir iz dikkatimi çekiyor. Boydan boya çatlamış. Depremde olmuş olabilir mi
acaba? Yok sanmıyorum. O kadar küçük bir çatlak bırakmaz herhalde depremler. Çivi
mi çaktılar acaba? Çakarken farkında olmadan aşağı kadar yaralamış olabilirler
duvarı. Sahi ne olmuş ki? Sadece boya da çatlamış olabilir. Aman neyse banane.
Sesi
hala odanın içinde. Nefes almakta zorluk çekiyorum sahiden. Nefes almak
demişken.. Suyun rengi inanılmaz derecede muhteşem. Cam göbeği mi desem,
turkuvaz mı desem bilemedim. Seyretsem mi suya mı girsem kararsız kalıyorum.
Elimde limonatam, başımda şapkam. . Aman ya karşımdaki manzaranın tadı daha
önce alınmamış cinsten. Bir tarafım yemyeşil yapraklarıyla maviyi farklı kılan
tepeler, diğer tarafım kuş seslerinin çınladığı dallarında kırmızı kırmızı
kirazları sarkan ağaçlar. Ayaklarım serin sulara değiyor. Tırnaklarımdaki
kırmızı ojeler kirazlara kafa tutsa da onlarla yarışamayacağının farkında.
Sessizce oyalanıyor suyun içinde. Pipeti ağzıma götürüyorum yavaştan. İçinde
buzlar, çilekler ve nane yaprakları olduğu için tadı damağıma, renkleri
gözlerime hitap ediyor. Hepsinin tadı küçücük yerden geçip ağzıma yayılıyor.
Keyfime diyecek yok derken birden ses yükseliyor. Yanımdaki çift kavga mı
ediyor diye başımı çevirdiğimde manzaram darmaduman olup yine çatlayan duvara
dönüşüyor.
Konu
değişmiş. Nereden nereye gelmişiz hiç farkında bile değilim. Ben zaten burada değilim.
Seni dinlemiyorum. Ben gidiyorum, yeter dedim içimden ve derin bir nefes vererek başımı salladım ruhumu
ve sabrımı teslim ettiğim sandalyeden..
0 yorum