Çift olarak her saniyemizi
gezmeye harcamakla mükellefiz. Hem evci hem yolcuyuz kısaca. Ev de bizim
canımız, sokaklar da. Çok şanslıyız ki uyum sağlayabiliyoruz. Gerçekten eğer
birimiz sadece evci ya da yolcu olsaydı yanmıştık. Hayat çok kötü olurdu..
Her hafta sonumuzu ufak
kaçamaklarla doldurmaya çalışıyoruz. Gittikçe yaptıkça size alternatifler
sunacağım. Önerilerim de olacak elbet ama biraz daha günlük olarak
düşünebiliriz.
19 Mayıs hafta sonu..3 günlük
tatil..kapalı hava..ne yapsak bilememe durumu.. sonuç..
Cuma hatta Perşembe’den çıkıp bir
yerlere saklanmayı çok istedik. Aradık taradık, bağırdık çağırdık sonra
sakinleştik. 1 dakika dedik, herkes Pazar dönerse biz nasıl evimize
gidebiliriz. Zaten yer mer yok. Bozcaada rotası deneyelim dedik. Neredeyse Mayıs’ın
başında aradık. Her yer dolu! Gecelik fiyatlar İstanbul boğazındaki otellerle
yarışıyor. Her türlü alternatifleri düşündük. Geyikli’de kalıp günü birlik
adaya geçmek, feribot biletleri, arabalı/arabasız, zaman, mekan, kavram
aklınıza ne gelirse..Bodrum katındaki camsız odalara vereceğim fiyatla bir
geceliğine kraliçe olabilirim diye vazgeçmek zorunda kaldık. Çok geziyoruz dediysek
harmanları savurmuyoruz. Bizim için geziler minimum şeylerden oluşuyor. Ufak butik
oteller, sevimli köyler, kırlar ve harcamalar.. bu sebeple bu ticarete
giremedik ve evimizde kalmaya karar verdik.
Evimizdeysek ne yapabiliriz dedik
ve elimize bezle kovayı aldık. Hunharca temizliğe giriştik. Nasıl candan
yapıyoruz belli değil. Bir taraftan ütü bir taraftan temizlik derken dışarıdaki
yağmura el sallamayı da unutmuyoruz.
Eğlenceyi hak etmedik mi yani? Herkes
yollarda tatillerdeyken biz evimizi temizlemişken bir de kaçamak yapalım dedik.
Arkadaşlarla Cuma akşamı sazlı sözlü, rakı balıklı bir yunan eğlencesine
gittik. Mimarsinan’da bir mekan burası, Budo İskele’nin hemen orada kalıyor. Kalikratya
Balık Restaurant olarak bulabilirsiniz. Cuma akşamı canlı Yunan müziği vardı. Biz
fix menü olarak tercih ettik. 4 kişiydik, masaya 1 rakı, 5 meze, salata, ara
sıcaklar, balık, tatlı, çay menüde yer alıyordu. Fiyat bilgisi için mekanla
iletişime geçebilirsiniz. Eğlendik, yani biz eğlenmek istiyorduk ve zevk aldık,
üzücü bir olay yaşamadan kahkahalarla geceyi geçirdik. Arkadaşımızın doğum günü
ve bizim yaklaşan 2. Evlilik yıl dönümümüz için de ufak bir kutlama oldu.😉
Uyandığımızda hala tatildi, hatta
hafta sonunun ilk günüydü. Hızlıca bir kahvaltının ardından tabi ki kendimizi
sokağa fırlattık. Dedim ya biz hep uzaklara yolculuk edenlerdeniz diye, işte o
sebeple ne yapsak dedik ve Bakırköy İskelesi’ne doğru arabayı sürdük. Hemen girişindeki İspark’a bıraktık. 4-8 saat arası 11 TL’yi de görünce içimiz rahat etti. Hafta
içi yarım saatte bir, hafta sonu ise saat başı Kadıköy/Bostancı hattı var. İstanbulKart
tam ücreti 7,70 TL, indirimli 3,80 TL olarak geçiyor. Jeton alırsanız ayrım
yapılmaksızın 10 TL ödemeniz gerekiyor. Biz
biraz erkenciydik ve Marina’da bulunan çeşitli kafelerden birinde oturup
yüzümüzü güneşe çevirip D vitamini depoladık. 20 dakika sonra Kadıköy
iskelesindeydik. Tam iskelenin orada bulunan İspark için sırada bekleyen araç
kuyruğunun sonunu göremedik ve eşimle çaktık bir beşlik. Doğru tercihti, tabana
kuvvet haydi bakalım.
Sahile girdik, gidebildiğimiz
kadar gittik. Hedefimiz Bostancı’ydı. Ne kadar ütopik gözükse de biz yapardık,
yürürdük. Sahil bitti, dere başladı. Yürüdük yürüdük. Fenerbahçe’ye kadar
yürüdük. Güzel bir yemek yedik. Manzaraya karşı. Sonra bir tercih yapmalıydık.
Bostancı’ya mı yoksa geri Kadıköy’e mi? Göz kırptık ve geri dönmeye karar
verdik. Yürüdük yürüdük. Hızlı olmalıydık. Çünkü 45 dakika sonra deniz otobüsü
kalkıyordu. Bu sondu ve geri dönmek için metrobüs, sonra minibüs gibi
işkencelere maruz kalabilirdik. Vurduk kendimizi yine önce dere kenarına sonra
denize.. hedefimiz Moda’daki Meşhur Ali Usta Dondurmacısı’ydı. Geç de kalsam,
midem de bulansa, kussam da o dondurmayı yemeliydim. Koştuk ve dondurmacıdaki
sonsuz sıranın sonuna dahil olduk. Burası hep bir sıra hep bir hengame. Aslında
sıra da çabuk geliyor ama insanın hoşuna giden şey beklemek oluyor ve bekledikçe
bekliyor. Çok çeşitli dondurmalar var. Ben tercihimi damla sakızı, ceviz ve karamelden yana kullandım. Topuna 5 TL olmak üzere toplamda 1 kişinin avucuna
sığmayacak kadar büyük dondurmaya 15 TL verip koşmaya devam ettik. Tadına laf
yok, ünü almış gitmiş zaten ama fiyatı bana fazla geldi. Bir daha gidip yer
misin derseniz, evet yerim.
Yol yaklaşıyor, dondurmadan önümü
göremiyorum ama sadece yürüyorum. Vee mutlu son, 10 dakika kala iskeleye
yetiştik. Çaktık yine bir beşlik dondurma bulaşmış ellerimle.
20 dakika sonra arabamızda, 30
dakika sonra evimizdeydik. Telefondaki adım sayar uygulamasına baktığımızda, bu
günlük toplamda 15 km yürümüştük. Yaşasın işte bu bizdik.!
Daha bitmemişti, yarın Pazar’dı. Kimsenin
sevdiğini sanmadığım bir olayla karşı karşıyaydık, gündüz düğünü.. sabah yorgun
ama keyifli uyandık. Kahvaltı ve hazırlanma faslının ardından düğüne koşturup
gittik. Her zaman olduğu gibi yanımıza yedek kıyafet ve ayakkabı aldık ama
gözümüz gezmek görmüyordu hiç. Düğünden evimize döndük, güzel bir alışverişin
ardından haftaya hazırlık için yemeklerimizi yaptık, ton balıklı bol yeşillikli
salatamızı yerken dizimizi izledik ve geceyi Pazartesi’ye dönmesi için yalnız
bıraktık..
0 yorum