Uçmak
Bugün uçaktan korkan birisiyle tanıştım.
Anlayamadım onu. Ne anlattıysa, nasıl hissettirmeye
çalıştıysa bir o kadar sevdim ben..
Boşluk dedi önce, nereye gittiği nasıl gittiği belli değil
dedi. Sonra nasıl uçuyor bu, hiç şansın olmaz düşerse. Ya düşerse?..diye devam
etti. Yine anlamadım.
Uçmanın nesi korkunç olabilir, bulamadım ben. Özgürleşmenin binbir
tane anlamı mevcutken bu da onlardan sadece bir tanesi dedim. Hem de parayla
satın alınabilecek kadar basit olanı. Uçakta doğan çocuklar bile dünya
vatandaşı gibi bir tabire sahip olurken korkmaktan nasıl bahsedilebilir?
Uçmak.. aslında uçakta olan için hiçbir yere ait olmama
durumu.. göklerde olmak ve dakikalar içerisinde kilometrelerce yol katedebilmek.
Ardına bakamamak aslında en güzeli. Camları o yüzden o kadar küçük. Başını çevirdiğinde
geride bırakılanlar gözükmesin diye.. ileriyi de görme diye o kadar küçük
camlar. Nereye gittiğinin önemi olmasın ve sadece gidebildiğini gör,
önyargılarından kurtul ve anı yaşa diye öyleler.
Uçmak.. sihirli bir güce sahip olmak gibi bir şey. Bir yerden
bir yere ışık hızıyla gidebilmek..
0 yorum